Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | az bir miktar | dash n. |
General | az bir miktar | spot n. |
General | az bir miktar | cast n. |
General | az bir miktar | smidgeon n. |
General | az bir miktar | unce [obsolete] n. |
General | az bir miktar | a modicum of adj. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | az bir derece/miktar | touch n. |
General | ölçülemeyecek kadar az bir miktar olan | skerrick n. |
General | çok az (bir miktar) | miserable adj. |
General | az (bir miktar) | modest adj. |
Phrasals | ||
Phrasals | (bir şey) için (belli bir miktar daha az para) harcamak | save (an amount of) (money) on (something) v. |
Phrasals | bir şey için (belli bir miktar daha az para) harcamak | save (money) on something v. |
Colloquial | ||
Colloquial | az bir miktar kafi | a little dab'll do ya [us] expr. |
Colloquial | az bir miktar yeterli | a little dab'll do ya [us] expr. |
Idioms | ||
Idioms | çok az/devede kulak gibi bir miktar para | budget dust n. |
Idioms | geriye kalan çok az/önemsiz bir miktar para | budget dust n. |
Idioms | bütçede çok az/önemsiz/devede kulak gibi bir miktar para kalması | budget dust n. |